Dünyada belki de en kıymetsiz olan ancak yokluğunda yaşamın son bulacağı su, gün geçtikçe azalıyor. Yaşanan kuraklık ve doğa olaylarının tersine dönmesi su kaynaklarını tüketmeye devam ediyor. “su yoksa hayat yoktur” sözlerinin fazlaca konuşulduğu günlerde Van’da önemli bir panele imza atıldı.
Tüm dünyanın en büyük sorunu kuraklık ve küresel ısınma Türkiye’de olduğu gibi Van’da da etkisini artırıyor. Doğanın dengesinin bozulması ve yaşanan sıcaklar nedeniyle Van Gölü havzasında yaşandı ciddi sorunlar meydana geliyor. Havzaya düşen yağışlar hızlıca buharlaşırken, Van Gölü de gün geçtikçe çekilmeye ve küçülmeye devam ediyor. Kuraklık yüzünden Türkiye genelindeki nehirlerin neredeyse tamamında suyun akış hızı düşerken, birçok gölde de kuruma tehlikesi yaşandı. Dünyanın en büyük sodalı gölü Van Gölü’nde bir kilometrelik çekilme yaşanırken birçok gölde tamamen kurudu. Göldeki çekilme ve kuraklığın yanı sıra içme sularında da ciddi azalmalar söz konusun. Sosyal medyada gündeme gelen birkaç ilde içme suları zaman zaman kesintili olarak veriliyor. Bu şekilde israfın önüne geçişmesi planlanıyor. Van’da yaşanan kuraklık sorunu Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) iş birliğinde masaya yatırıldı. Alanında uzman akademisyenlerin konuştuğu “Van Gölü Havzasında Suyun Geleceği' paneline katılım az olurken, konuşulan konular ise büyük önem taşıdı.
“VAN GÖLÜ HAVZASINDA SUYUN GELECEĞİ” PANELİ
Van TSO ile Van YYÜ işbirliğinde gerçekleşen panel Van TSO Konferans Salonunda yapıldı. Panele; Vali Yardımcısı Ömer Faruk Canpolat, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman, Van TSO Başkan Vekilleri Fevzi Çeliktaş ve Şefik Eren, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Değer ile Serdar Balandi ve çok sayıda vatandaş katıldı. Moderatörlüğünü İnşaat Mühendisi Faruk Görünüş'ün yaptığı panelde Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Prof. Dr. Menaf Turan, Prof. Dr. Semra Demir, Doç. Dr. Harun Aydın, Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk ve Doç. Dr. Serkan Kemeç birer sunum yaptı.
ÇELİKTAŞ: SUYA SAYGI DÜNYAYA SAYGIDIR!
Van TSO Başkan Vekili Fevzi Çeliktaş ise dünyada hızla değişen iklim değişikliğine karşı yeni yöntemlerin denenmesi gerektiğini ifade etti. Çeliktaş, “Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile ortak gerçekleştirdiğimiz panel önemli bir yere sahip. Ancak katılımın bu denli az olması bizleri üzmüştür. Hepimizin hayatında yer alan suyun kıymetini bilmemiz gerekiyor. Çünkü su varsa hayat vardır, su yoksa hayat yoktur. Bugün belki de kıymetini bilmiyor olabiliriz. Ancak zamanı geldiğinde su için savaşlar çıkacağını da iyi bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle suya saygıyı dünyaya saygıdır. Bunu böyle bilmeli ve bu çerçevede hareket etmeliyiz. Ben bugün burada bulunan ve bilgileri ile bizi aydınlatacak hocalarımıza ve katılım sağlayan herkese teşekkür ederim.” Dedi.
CANPOLAT: DOĞRU KULLANMALIYIZ
Panelde bir konuşma yapan Vali Yardımcısı Ömer Faruk Canpolat, küresel ısınmanın dünyadaki tüm su kaynaklarını tehdit ettiği söyledi. Canpolat; “Bu noktada 3 bin 717 kilometre karelik yüzölçümü ile ülkemizin en büyük gölünü barındıran Van Gölü havzası ülkemizin en önemli su kaynaklarından birisidir. Kaplı havza olması sebebiyle kırılgan bir yapıya sahip olan havzamızda suyu doğru yönetimimiz geleceğimiz adına hayati bir öneme sahiptir. Bu noktada bu kıymetli panelde ortaya konulacak bilimsel veriler ve öneriler havzamızdaki suyu etkin ve verimli biçimde yönetebilmemizde önemli rol oynayacaktır.” Şeklinde konuştu.
ŞEVLİ: ÖNEMLİ GÖREVLER YÜKLENDİ
YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, iklim değişikliğiyle mücadelenin tartışılacağı programın çok değerli olduğunu söyledi. Şevli şöyle konuştu: “Yakın zamanda Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı kabul ederek küresel ısınma ve kuraklıkla mücadelede önemli bir adım attı. Van Gölü'nün hızla çekilmesi, akarsuların kuruması konusu biz yöneticilere önemli görevler yükledi. Yakın zamanda İran'daki Urmiye Gölü kurudu. Van Gölü'nde benzer bir durumun yaşanmaması konusunda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz.'
ALAEDDİNOĞLU: DETAYLI ÇALIŞMALAR YAPILMALI
YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Van Gölü Havzasının Su Bilançosu Ve Nüfusun Gelişimi” konusunda bir sun yaptı. Alaeddinoğlu şöyle konuştu: “Van Gölü havzası bir kapalı havza, doğuya doğru havzanın genişlediğini görebiliyoruz. Van Gölü havzasına dışarıdan su girebilir aynı şekilde Van Gölü havzasından dışarıya su çıkabilir. Van Gölü havzasını anlamak için de çok detaylı çalışmaların yapılması gerekiyor. Önceki yıllarda Van Gölü havzasında düşen yağışların giderek azaldığını gözlemliyoruz. Kuraklık meselesi sadece Van Gölü hafızasını etkileyen bir durum değil, bu sorun aslında tüm Türkiye'yi etkiliyor. Aynı şekilde tüm dünyayı etkileyen bir durumla karşı karşıyayız. Dikkat etmemiz gereken durumda şu; Van Gölü kapalı havza onun içinde buraya herhangi bir su getiremezsiniz. Ya da getirseniz bile bunun maliyeti çok yüksek olur.”
“KURUMAYA YÖN ALMIŞ DURUMDAYIZ”
Van Gölü havzasındaki buharlaşmaya dikkat çeken Alaeddinoğlu, “İki türlü buharlaşma var bir potansiyel diğeri gerçek. Van Gölü havzasında yaşanan buharlaşma türü gerçek bir buharlaşma. Güneydoğu Anadolu buradan daha sıcak ve oradaki buharlaşma burada çok daha yüksek. Ancak orada buharlaşacak su yok. Van havzası su kaynakları ile dolu bir yer. Burada meydana gelen kulaklık sorunu buharlaşma ile birlikte göllerin kurumasına neden oluyor. Kurumaya yönelik de yön almış durumdayız.” İfadelerini kullandı.
ALAEDDİNOĞLU: DUYARLI OLMALIYIZ
Van Gölü Havzasında çok ciddi bir sondaj çalışmaların olduğunu belirten Alaeddinoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sondajlar ve yeraltı suları bizim en değerli kaynaklarımızdır. Bu kaynaklar zor günlerin dostudur. 10 yıla kadar da belki su sorunumuz çıkmayabilir. Ancak ondan sonra bu sorunla karşılaşacağız. O yüzden su konusunda çok duyarlı olmamız lazım. Çünkü sondajla çıkarılan suların büyük bir kısmı tarla ve bahçe için kullanılıyor. Bütün çalışmalar havzada ileriki zamanlarda bir su sorununun ortağa çıkacağını gösteriyor. Bu konuda da bilinç düzeyinin yükseltilmesi gerekiyor. Suyun geleceğini konuştuğumuz panele kimse gelmedi. Çünkü su sorunun olduğuna kimse inanmıyor. Şu an o sorunu yaşamıyorlar yaşamadıkları şeyi de sorun olarak kabul etmiyorlar.”
KEMEÇ: KURAKLIK İLERLİYOR
YYÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Kemeç ise, 'Van Kenti Mekânsal Dönüşümü Van Gölüne Etkileri' konusunda sunum yaptı. Tarım alanlarında yapay alanların artığını belirten Kemeç, “Havzada şiddetli bir kuraklık var. Kent hızlı bir kurallık ile ilerliyor. Kent mekânsal yayılım olarak Van gölün etrafında yerleşmiş bir şehir. Bu nedenle gölün etrafındaki yapılaşmanın önüne geçmemiz gerekiyor.” Diye belirtti.
DEMİR: YANLIŞ SULAMA TERK EDİLMELİ
'Tarımsal Kuraklıkta Alternatif Çözümler' konusunda bir sunum yapan YYÜ Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Demir de şunları söyledi: “Bu sene yağışlar olmadığı için bitkiler boy vermedi. Arpa ve buğdaydan verim alınamadı. Hayvancılık olumsuz etkilendi. Besiciler yayladan erken indi. Bu anlamda tarımsal kuraklıkta su yönetimi şart. Yanlış sulama yöntemleri terk edilmeli, modern sulamaya geçilmeli. Vahşi sulamayla su hunharca tüketiliyor. Damlama sulama yöntemine geçilmeli. Kuraklığa dayanıklı bitkiler yetiştirmeliyiz. Mikorizal fungusu (mikrobiyal gübre-mantar) tarımda yaygınlaştırmalıyız. Bu anlamda su cimrisi bir ülke olmalıyız yetiştirmeliyiz. Mikorizal fungusu tarımda yaygınlaştırmalıyız. Bu anlamda su cimrisi bir ülke olmalıyız”
SELÇUK: SAHİP ÇIKMALIYIZ
YYÜJeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk, 'Van Gölü'nün Tarihsel Dönemlerdeki Seviye Değişimleri' konusunda sunum yaptı. Van kentinin suyun altıda bir şehir olduğunu ifade eden Selçuk, “Van 600 bin yıl önce oluştu. Bu gölün bize önemi çok büyük. Aynı zamanda birçok platonun tam ortasında bulunuyor. Buna sahip çıkmamız lazım. Doğal afetlere nasıl bilinçliysek su kullanıma karşı biran önce bilinçli bir toplum olmamız lazım. Özelikle bu konuda profesyonel kişilerden bilgi almamız gerekiyor.” Şeklinde konuştu.
TURAN: HEP BİRLİKTE YAPMALIYIZ
Son olarak konuşan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Erciş İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Menaf Turan da 'Su Yönetiminde Politika Modelleri' konusunda sunum yaptı. Turan şunları ifade etti: “Bu panel çok önemli. Burada kimlerin bulunması gerekiyordu, ilk başta Van Büyükşehir Belediyesi, VASKİ, kentteki tüm belediyeler, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü, Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü, Tarım ve Orman Müdürlüğü, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü. Sivil Toplum Örgütleri ve muhtarların burada olması gerekiyordu. Burada da kimlerin var olup olmadığını bilemiyorum. Eğer ki bu sorunla mücadele edeceksek hep birlikte hareket etmeliyiz. Van Gölü için bu bir başlangıç ve buna sahip çıkmalıyız. Bu havza ile ilgili bir acil eylem planı hazırlamamız gerekiyor. Bu bir sitem değil bu onları bu soruna davet etmektir.”
“SU İLERİDE DAHA DA DEĞERLENECEK”
Suyun önemini değinen Turan son olarak, “Dünyanın 3'te 2'si su ile kaplı ama biz bu suyu ne kadar kullanabiliyoruz önemli. Çok az bir miktarını kullanabiliriz. Aslında su sadece bizim için bir ihtiyaç değil, diğer canlıların ya da toprak ve yeşillik içinde gerekli bir ihtiyaçtır. Yani su sadece insanlar için bir hak değildir. Bu hak diğer canlılar içinde teyit edilmeli. Gelecek hiçte aydınlık görünmüyor. Bir litre suyun silahtan daha pahalı olduğu Somali gibi bir ülkenin varlığından da söz edebiliriz. İleri zamanlarda da suyun daha da çok değerleneceği bir döneme denk geleceğiz. Türkiye su açısından zengin bir ülke değil, su fakiri bir ülkedir. Buna bağlı olarak da elimizde istatistikler yer alıyor. 2030 yılında 100 milyon ulaştığımızda ki savaş ve kıtlık devam ettiği sürece daha hızlı ulaşacağız. Öte yandan Türkiye kuraklık haritası bizim ne kadar kötü olduğumuzu da gösterebiliyor. Yani durum hiç açısı değil.” Dedi.