Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Bloomberg TV’nin canlı yayın konuğu oldu.
Kapanışa Doğru Programı’nda soruları cevaplayan Başkan Takva, bölgenin sanayi kapasitesinin, ülke genelindeki sanayi kapasite artırımını çok etkileyen düzeyde olmadığını söyledi.
Takva, 'Dolayısıyla sürekli büyüyen bir trendimiz olduğunu ifade etmem gerekiyor. Yani bölgedeki sanayi kapasite artırımı aşağı/ yukarı ülke ortalamasının üzerinde olmasına rağmen genel bağlamda çok düşük düzeyde kalıyor. Güneydoğu bu konuda daha etkileyici bir rakamsal değere sahip. Doğu Anadolu bu konuda daha yeni büyüyen, özellikle sanayileşme anlamında, yeni Organize Sanayi Bölgeleri ve bu endeksi etkileyebilecek üretim alışkanlığının yeni yeni gelişiyor. Dolayısıyla beklentilere karşılık gelmesi ülke açısından ya da ülke de ticaret yapanlar açısında bizi oldukça mutlu etti. Ama dediğim gibi Doğu Anadolu'daki sanayi kapasite oranları, ülke ortalamasının üzerinde seyrediyor. Fakat nihayetinde daha fazla gelişip ülkedeki genel kapasite artırımını gerçekleştirecek bir düzeye ulaşmasını umuyoruz.' Dedi.
“VAN'DA TEKSTİL KENT'İN İKİNCİ ETABINI TARTIŞIR HALE GELDİK”
Başkan Takva konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mesela kimya istediğimiz düzeyde değil. Özellikle makine üretimi açısından bölgede henüz kümelenmiş ve istenen düzeyde bir üretim anlayışı yok. Daha çok gıda üretimi ve inşaat yapı elemanları üretimi konusunda bölge fark edilir bir sanayi gelişimine sahip hale geldi. Son yıllarda özellikle tekstil üretiminin batıdan doğuya kaymasıyla teşvik sisteminin sağladığı avantajları kullanma yönündeki gelişimle özellikle tekstil alanında da bir üretimin söz edilebilir ve rakamsal olarak üzerinde durulması gereken bir noktaya taşımış olduk. Van bunu çok özelde yaşıyor. Yine Güneydoğu'daki birçok kent bu anlamda kendini hissedilebilir bir üretim kapasitesine ulaştırdı. Van'da da Tekstilkent'in ikinci etabını tartışır hale geldik. Bunun altyapısını oluşturuyoruz. Dolayısıyla ülkenin özellikle rekabetçi olduğu üretim alanlarında bölge avantajlarını kullanma yönündeki eğilim devam ediyor. Bu eğilimi olumsuz kılan tek realite şu anda pandemi.”
Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile sürekli interaktif görüştüklerini aktaran Takva, 'Hemen hemen her gün sorunlarımızı ve beklentileri genel düzeyde, karar vericileri Odalar Birliğine iletiyoruz. Yani ben, özellikle pandemi döneminin bu anlamda bizim açımızdan da eğitici ve öğretici tarafları olduğunu söylemem gerekiyor. Geçen biliyorsunuz ekonomi şurasında da Sayın Cumhurbaşkanı'mızın katılımıyla bende söz aldım ve Ticaret Sanayi Odaları'na yoğunlaşan talepleri iletme fırsatı buldum. Sekiz ana başlık altında ifade etmiştik bunları. Özellikle yeni normalleşmeyle beraber artan vaka artışının, yeni tedbirlerin hayatımızı olumsuzlayacağı ve iş dünyasının pandemi düzeye ulaşmadan karşılaştığı kısıtlamalarla, bu yapısal tedbirlerle, özellikle turizm, yeme içme sektörü, ulaştırma, eğitim alanında özel eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin kalıcı olarak kapatılmasını ve uzun vadeli iş kayıplarına sebep olacağı endişesiyle taleplerimizi iletmiştik. Bazı ekonomik faaliyetlerin kısıtlanması bir idari karar sonucu oldu elbette. Burada önemli olan şey, halkımızın sağlığını korurken, ekonomiyi de normale döndürme becerisini gösterebilmek. Bizim ekonomi yönetiminden aslında beklentimiz o.” Dedi.
“İŞ DÜNYASI ÇOK İSTEKLİ VE ARZULUDUR”
Başkan Takva son olarak şunları söyledi: “Sıklıkla ifade ettiğimiz bir kalıp var. Mesela sizde takdir edersiniz ki can ve mal güvenliği bir arada anılan kavramlardır. Dolayısıyla can güvenliğini biz sağlık tedbirleri çerçevesinde ele alırken bu arada da ekonomiyi sürdürülebilir yani asgari de olsa sürdürülebilir performansı göstermemiz lazım. Sadece can güvenliği bağlamında meseleyi ele almak, hem ülke ekonomisi açısından hem geçimlik ekonomi açısından vatandaşları olumsuz kılan bir durum. Dolayısıyla o beceriye ihtiyacımız var bizim. Özellikle Odalar Borsalar Birliği üzerinden iletilen sorunlar bu iki bağlam yani canın sağlığını korunması sürecini aynı zamanda ekonomiyi, ticareti de sekteye uğratmayacak bir yaklaşım içinde ele almaya ihtiyaç duyduğumuz ihtiyaçtır. Bu görüşmeyi olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Özellikle ekonomi yönetiminin değişmesiyle eş zamanlı demokratikleşme, yargı reformuna ilişkin Sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadeleri çok değerli buluyorum ve umuyorum ki bu 19 Kasım kritik merkez toplantısı akabinde bir buçuk iki aylık süreci, yapısal reformların ete kemiğe büründürülerek, somut olarak ortaya koymasını sağlayabiliriz. İş dünyası bu konuda çok istekli ve arzuludur. Her türlü riski almaya da hazırdır diye düşünüyorum.”
